AŞIK İHSANI’ İN HALK ŞİİRİNDE Kİ YERİ:
Aşık İhsanı’ in halk şiirinde tartışılmaz, büyük bir yeri vardır.Bunu yaşamının her döneminde, canı pahasına da olsa kanıtlamıştır. O, her zaman kendini halkının ozanı olarak görmüş ve öyle yaşamayı başarmıştır. Hiçbir zaman yaşantısını halkından ayrı tutmamış ve kendini, hiçbir dönem halktan soyutlamamıştır. Her zaman halkla iç içe yaşamayı uygun görmüştür. Aşık İhsanı bu bilinci ve inancı ile halk şiirine çok yenilikler katmıştır. En başta devlete ve düzene hiçbir dönemde uşaklık etmemiştir. Her dönem de sazıyla, sözüyle, haksızlığa, baskı ve zulme baş kaldırmış, ona sus dendikçe susmayıp sesini daha da yükseltmiş, 500 binlere hitap eder olmuş. Devlet, yükselen bu sesleri durdurmak için her türlü baskıyı uyguluyordu. Bunlarda yetmiyor, kendi ideolojisini yaymak, aşılamak için Konya aşıklar bayramını tertipleyip kendine sözcülük edecek aşıkları yaratırken, Aşık İhsanı de hemen bunun alternatifini yaratmak için kolları sıvadı. Bu çalışmasında başarılıda oldu. Kısa zamanda Konya aşıklar bayramının karşısına devrimci ozanları örgütleyip Dev- Oz (devrimci ozanlar) derneğini kurarak devletin ideolojisine boyun bükmeyip karşı durmayı başarmıştır. Ve bununla da, Cumhuriyet döneminde halk şiirinde baş kaldırışa öncülük etmiştir.
1960 ile 1970 yılları arasında, Aşık İhsanı’ in halk şiirinde ki çıkışı o dönemin köşe yazarları, eleştirmenleri ve aydınlarının da gözünden kaçmadı. İhsanı’ in halk şiirin de yeni bir çığır açtığını, yazdıkları köşelerinde şu sözlerle ifade ederler.
“Aşık İhsanı, halk şiirinde ki yeniliği ve söyleyiş tarzıyla “sosyal adaletçi aşık” sıfatıyla köy ağalarına olduğu gibi şehir ağalarına da ver yansın ediyor.” (milliyet)
“Aşık İhsanı, bizim için çok önemli noktaya gelmiştir. Kıpırtısız bir yakınma yoluna girmeyip, toplumsal savaşın bir düzeni değiştirme savaşı olduğunu bilen, bildiren, bambaşka bir aşık olarak ortaya çıkmıştır.” (yön)
“ Aşık İhsanı’ in şiirleri başından sonuna kadar toplumsal sorunlara değinen, adaletsizlikleri yeren ve daha bir mutlu dünya, ağasız bir dünya isteyen eserlerdir.” (imece dergisi)
“ Aşık İhsanı’ in hiç tahsil görmemesine rağmen Türkçe’yi ne kadar güzel kullandığını ve Anadolu emekçileriyle, ırgatlarını ne kadar güzel dile getirdiğini anlamamak için kör olmak lazım…” ( kirpi dergisi)
“ Aşık İhsanı’ in şiirleri, Anadolu da haksız, adaletsiz, insafsız, ölçüsüz ne varsa değişmesini isteyen, acıları ve dertleri yaratan kişilere yaman silleler atan eserlerdir.” (Kim dergisi)
Kimi aydınlarımız korkusuzca yükselen bu sese burun kıvırırken, kimileride Aşık İhsanı’ in bu çıkışının büyük bir ses getireceğini sezmişlerdir ve bu açıklamaları yapmayı uygun görmüşlerdir. Doğrudur. Aydınlarımız yanılmadılar. Aşık İhsanı hep aynı doğruda, yani halkından kopmadan, halkının yanında kalmayı başardı. Zaman nasıl gelirse gelsin onu değiştiremedi. Geri adım attıramadı. Bundan dolayı da 1974 yılında Ecevit hükümeti dışarı çıkma yasağı koyarak pasaport vermeyip, Avrupa ülkelerinde konser vermesini engelledi. Ama onun ünü tüm engellemelere rağmen ülke dışına çıkmayı başardı. İhsanı’ in bir günlük yaşamını anlatan “Anadolu şiirleri” adlı film Fransa da ödül kazandı. Bu da Aşık İhsanı’ nin nezdin de, İhsanı gibi düşünen ozanların yapıtlarına verilen bir başarı veya yenilikti.
Aşık İhsanı, Cumhuriyet dönemi halk şiirine bir vurgu, bir kavga, bir savaş getirdi. Yani, Osmanlı döneminde Pir Sultan ile Koç Köroğlu’ un baş kaldırışını, kavgasını, Cumhuriyet dönemi halk şiirine taşıdı. Çağdaşı ozanlara da yeni bir yol açmış oldu.
Onun şiirin de ezilenin yanında ezene karşı verilen bir mücadele, hırsıza hayduda karşı verilen bir kavga. Bu kavga insanlığın ve insan olmanın onur kavgası idi. Aşık İhsanı hiçbir zaman devletçi olmadı, olanlarında karşısında oldu. Onun içindir ki hep kovuşturmalara, tutuklanmalara ve hapis de yatmalara maruz kaldı. Kimi kendine halkın ozanıyım diyen baykuşlar devletten maaş alıp kendini devletin himayesine sokarken, Aşık İhsanı, halkından kopmayıp, işiten kulağı, gören gözü olmaya çalışıp sazıyla sözüyle yanlarında oldu. Ve bu yolda da asırlar sürecek bir çığır açtı. ( Pir Sultan misali)