Ahmet İstanbul’a geleli bir yılı aşmıştı, fakat bazı şeylerde değişmişti. En önce kendi çabası ile okumayı iyice sökmüştü. Bunu da sınıfsal bilincini okuyarak geliştirmek için zorda olsa başarmıştı. Boş zamanlarını da okuyarak değerlendiriyordu. Okumak ona artık çok zevk veriyordu. Okudukça beyni açılıyor, kafasındaki sorular kendiliğinden bir, bir çözülüyordu. Sorular çözüldükçe Ahmet sınıfsal mücadeleye daha bir sıcak bakıyordu. Eylemlere katılıyor, sahipleniyordu. Kendinin de sınıfın bir parçası olduğuna inanıyordu.